DOLAR

35,4668$% 0

EURO

36,5301% -0.07

STERLİN

43,4328£% -0.03

GRAM ALTIN

3.073,26%-0,03

ÇEYREK ALTIN

5.008,00%-0,06

TAM ALTIN

19.971,00%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
Hatay AÇIK
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

ALAZ

Canım Antakya, daha önce sana küsüm dememe bakma sen! Sana küsmek ne mümkün!

Bundan önceki yazımda, bu yazı, sana olan duygularımı anlatan son satırlar demiştim.
Olmuyor!
Olamıyor!
Öyle bir sevda ki, yanan ateşle dalga dalga olmuş alaz gibi!

Gönlümüz, sadece sendeyken deli gibi coşuyor, şımarıyor.
Öylesine müphem -belirsiz- bir dönemden geçiyorsun ki, bizde yarattığın alazı söndürmek için çok zaman lazım çok!
Yaşadığın bu felaket ilk olmayıp, son da olmayacak.
Bunu sen de biliyorsun!
Tarih boyunca da dünyanın her yerinde tekerrür etti.
Edecek de!
Bizler, bunu fark ederek, tedbir alarak, olabilecek vurgunu, hücrelerimize kadar işleyen kederi, sadece paylaşarak hafifletebiliriz.
Neyi paylaşarak?
Elimizdekileri ihtiyaç sahipleriyle, az veya çok demeden bö-lü-şe-rek!
Öncelikle, köklerinden yeşeren dallarla kendi etrafındakilere gölge olarak.
Kardeşine, komşuna, arkadaşına…
Özellikle kardeşi açıkta olan, başını yastığa nasıl koyar?
Depreme de gerek yok bunu sorgulamak için. Normal bir zamandaki sağduyu yeterli dostlar!

Kan bağımız olsa da olmasa da yaralı yüreklerin halinden anladığımız için derin bir keder içindeyiz şu aralar. Hepimizin içinde bize ait olmayan bir karaltı var sanki?
Başkalarının üzüntülerine duyarsız kalmak, empati duymamak asaletsizliktir.
Şükür ki sen de biz de asiliz, güzel Antakya!
Peki sence, dünyanın insanoğluna yaptıklarına mı, insanoğlunun dünyaya yaptıklarına mı kızmak gerek?
Yaradan, dünya yoluyla en ince ayrıntısına kadar çok şey bahşetmiş insanoğluna.
Birbiriyle bağlantılı beş ayrı duyu organının hissedeceği, duyacağı, göreceği, tadına bakabileceği, koklayabileceği onca şey varken halen farklılığı yakalamanın peşinde insanoğlu.
Farklıyı ararken de farklı olmaya çalışırken de nasıl abesleştiğini bilmiyor insanoğlu.
Üstelik akıl ve bilgiyle yoğrulmayı öğretecek bir beyni varken.
Kısaca, insanoğlunun, dünyaya yaptıklarına kızmak gerek bence!
Hatırlarsın, bir efsaneye göre ışık tanrısı Apollon‘un aşkından kaçan su perisi Daphne, toprak anadan yardım ister ve yapraklarını hiç dökmeyen, defne ağacına dönüşür.
Sonra üzüntüden çokça gözyaşı döker Apollon. Bu gözyaşlarını sembolize eden, herkesin “şelâle”, senin yerli halkının “şellâle” dediği mekanda, kamıştan yapılma flüt sesleri olurdu. İşte o akortsuz flüt sesi yerine, neyzenlerin çokça çalışarak üflediği, ney aletinden çıkan ve insanın ilk doğuşunu sembolize eden seslere, semazenlerin döndükleri dar alanda vermek istedikleri, “şimdiki anı yaşa” mesajını alarak, bazı şeylere
rücu -dönmek- etmek gerek!
Bilenler bilecektir şellâlenin bulunduğu mekanda, sonradan oluşan şatafatın gereksizliğini, orada yapılan müsrifliğin gereksizliğinden bahsetmek istediğimi.
Topraklarında yetişen sazlıkların kamışından yapılan flütün çıkardığı cızırtının bir suçu olmayıp, belki de bütün olay kapitalizmin lanetinde!
Edebiyat dersinden hatırladığımız İtalyan ozan ve yaşadığı dönemin politikacılarından olan Dante Alighieri‘nin en çok bilinen eseri “İlahi Komedya”‘da, yedi maddelik günah olarak sıraladığı,
kibir, öfke, kıskançlık, oburluk, tembellik, şehvet ve aç gözlülük her dönemin ortak problemleridir.
Sen de bunlardan arınıp gelirsin inşallah.
Bilirsin, büyümek, yaşla değil, yaşananlarla alakalı.
Bir de öğrenirken o kadar kırıldın ki kızacak mecalin de kalmadı galiba?
Canım Antakya, daha
önce sana küsüm dememe bakma sen!
Sana küsmek ne mümkün!

Gönlünü ve de gönlümüzü yeniden coşturacak sevdalarla geleceyiz inşallah!
Ama önce acil durumlardaki gibi ilk kendimize taktığımız can yeleğinden kurtulmamız gerek.
Herkes sıradanlaşıp boş bir kalabalık yaratsa da içten gülümsememizi ve selamımızı bırakmadan, kendi kendimizi iyileştireceğiz zamanla.
Ayrık otuna bile çiçek açtıran sevginle, mümbit -bereketli- topraklarında yeniden yeşerecek aşklar!

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.