34,2444$% 0.29
37,6215€% -0.42
44,9356£% -0.17
2.913,93%-0,05
4.975,00%-0,38
19.839,00%-0,38
Hürriyet Gazetesi Yazarı Fulya Soybaş, Hataylıların tepki gösterdiği film çekimini kaleme aldı.
Fulya Soybaş’ın yazısı büyük ilgi gördü. Fulya Soybaş, yazısında, şunları dile getirdi:
Ben de sosyal medyadan Hataylı arkadaşlarımdan öğrendim 6 Şubat depremi ile yerle bir olan Hatay sokaklarında set kurulduğunu ve film çekildiğini. Ancak Hatay’da yaşama tutunmaya çalışan ve acıyı maalesef bizzat yaşamış insanlarımızın bu filme itirazı ve isyanı var: “Yaşadığımız bu felaketin belgesel niteliğinden uzak, bir film projesi olarak, depremzedelerin ruh hali düşünülmeden; yıkılan şehrimiz ve enkazımızın bir dekor, gerçekliğimizin de bir kurgu malzemesi haline getirilmesini istemiyoruz” dedikleri hem bir açıklama yayınladılar hem de change.org adresi üzerinden filmin durdurulması için bir imza kampanyası başlattılar. Ben de hem onlarla konuştum hem de nedir bu film meselesi, kim, neden çekiyor sorularına cevap aradım.
DUYGU SÖMÜRÜSÜYLE PARA KAZANMA DERDİNDELER
Mehmet Ali Gümüş hem hukukçu hem de oyuncu. Yani film-TV sektörünün de içinden biri. Antakyalı. 7,7 büyüklüğündeki deprem 10 ili birden vurduğunda İstanbul’da idi ancak sonra hemen bölgeye gitti. Ailesi o depremden kurtuldu ama en yakınlarını, arkadaşlarını, çocukluğunu, geçmişini… Toprağın altına koydu. O günden bu yana da Hatay için çalışıyor. Orada film çekildiği ve itirazlar olduğunu duyunca hemen kendisini aradım: “Ben, sete gitmedim ancak yönetmenin paylaşımları üzerine depremin filmi yapıldığı hem de bir enkazda çekildiği bilgisine sahip oldum. Sonra bir baktım; yapımcı ve oyuncular ‘7.5 aydır bu filme hazırlanıyoruz’, minvalinde röportajlar vermişler. Detaylar ortaya çıktıkça ‘Pes’ dedim. Yani düşün, içinde insanların hayatını kaybettiği, bazılarının günlerce yardım beklediği bir enkazın üzerinde film çekiliyor. Bizim acılarımız onların dekoru olmuş” diyor.
CENAZELERİMİZİN ÜZERİNE SET KURDULAR
Filmin özellikle de Hatay’ın dekor’ olarak kullanılarak çekilmesinin hala taze olan acıları, travmaları tetiklediğini de belirten Gümüş, şöyle devam ediyor: “Yani depremin üzerinden makul bir zaman geçse ya da burada yaşananlar, gerçek görüntülerle bir belgesel olarak kurgulansa ‘Hadi bir derece’ diyeceğiz ama Hatay’da hala enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken, cenazelerimiz üzerinde film çekme çabası çok ayıp. Bizler neler ile uğraşıyoruz onlar duygu sömürüsü yaparak, acılarımız üzerinden para kazanma peşinde. Bu sebeple https://www.change.org/ üzerinden imza kampanyası başlattık. 10 bin imzayı geçtik ve ortak bir bildiri (Öykü Atcı ve Bora Selim kaleme aldı) yayınladık. Bir şekilde yapımcı ve yönetmene ulaşmaya çalışıyoruz ama tüm hesaplarını gizlediler. Cezmi Baskın gibi Suzan Aksoy gibi çok kıymetli oyuncular var kadroda. Belli ki nasıl hissettiğimizi bilmiyorlar. Umarım sesimizi duyar, bu hatadan bir an önce vazgeçerler.”
DEPREMİN 1. YILINDA VİZYONDA
“Depremin vurduğu Hatay’ın ıssız sokaklarında ‘Şahsi Meselemiz’ isimli sinema filminin çekimleri başladı.” Haber ajansları 5 gün önce bu sözlerle duyurmuş film çalışmasını. Depremde eşini kaybeden bir kadının (Hilal Anay) gözünden depremin anlatılacağı filmin yönetmen koltuğunda Gürsel Ateş oturuyor. Yapımcısı Bülent Durgun. Filmde Uğur Çavuşoğlu, İskender Bağcılar, Tolga Kandemir, Cezmi Baskın, Ömer Ahmat, Hilal Anay, Emre Özmen, Melisa Tuncer ve Suzan Aksoy oynuyor. Şöyle de bir not var: “Çekimlerin tamamının Hatay’da yapılacağı filmin 6 Şubat 2024 tarihinde vizyona girmesi planlanıyor.”
HATAY BENİM DE ‘ŞAHSİ MESELEM’
Eleştirilerin odağındaki Üsküdar Yapım şirketinin sahibi, filmin yapımcısı Bülent Durgun’a ulaştım. “Neden?” soruma yanıtı şu: “Hatay’da manevi ağabeyimi toprağa verdim. Oradaydım ve yaşananları gözlerimle gördüm. Aynı acıları yaşamış biriyim. Hunharca eleştiriyorlar ama eleştirdikleri insanın ne yapmak istediğini bilmiyorlar. Herkes bir ağızdan, ‘Depremi unutturmayalım’ diyor ama kimse bir şey yapmıyor. İnsanlar hala konteynerlerde yaşıyor. Suriye’den göç sonrası yine konteyner kentte, ‘Hayat çizgisi Suriye’ filmini çektik. Bugün, bizim insanımız benzer durumda. Bunu göstermeyelim, buradaki insanlık dramını anlatmayalım mı? Ayrıca Atatürk milliyetçisi, Erzurumlu bir insanım. Ne dedi atamız: ‘Hatay benim şahsi meselemdir.’ Hatay, benim de şahsi meselem. Bu meseleye sahip çıkmak, depremi unutturmamak, ‘deprem değil çürük binalar öldürür’ demek için elimi taşın altına koydum. Özellikle Hatay’a
PARA DERDİM YOK
Peki belgesel yapamaz mıydı? Diyor ki: “Film. Ama içinde belgesel öğeler de var. 1999, Van ve İzmir depreminden görüntüler var. Siyaset üstü bir film yapma çabasındayım. Ben daha önce Şırnak’ta Cudi Dağında da film çektim. Hep derdi olan işler peşindeyim. Yoksa ben de biliyorum Nişantaşı’nda film çekmeyi. Deprem acılarını sömürerek maddi kazanç peşinde olduğum yazıldı. Amacım Hatay’ın gündemde kalması ve buraya yatırım yapılmasını sağlamak, para kazanmak değil. Sponsorum yok, hiçbir bakanlıktan da film için ödenek almadım. Filmi kendi imkanlarımla çekiyorum.”
O BİNAYI KONTROLLÜ OLARAK BİZ YIKTIK
“Keşke” diyorum, “Enkaz halindeki bir binayı kullanmasaydınız”. Şöyle cevap veriyor: “Kullanmadık. Filmi çektiğimiz bina depremde az hasar almış, yıkılmamış bir bina. Biz, kontrollü şekilde, kepçeler ile yıktık ve set haline getirdik. Bunun için de izin adlık. Gerçekten yıkılmış bir bina değil orası.”
KEŞKE STK’LARLA DA GÖRÜŞÜLSEYDİ
Başrol oyuncularından Uğur Çavuşoğlu: ” Daha önce hiç bir projemde böyle bir tepki almamıştım. Üzüldüm açıkçası. İyi niyetle yola çıkılmış ve Valilikten de izinleri alınmış bir iş ama başlamadan önce keşke oradaki STK’lar ile de görüşülseydi. Ben, tüm görüşmeler yapıldı diye biliyordum. Umarım sulh sağlanır ve bu yanlış anlaşılma düzeltilir.”