34,0485$% 0.01
37,6109€% -0.05
44,5648£% 0.06
2.750,52%0,27
4.548,00%-0,46
18.137,00%-0,45
Sevgili dostlar hayatın yoğunlukları içinde kendimizi fazlasıyla ihmal ettiğimizi ve birçok konuda rahat olmadığımızı düşünüyorum.
Gerçek anlamda hastalıkların hızla arttığı bir dönemde içimizdeki sıkıntıları paylaşmanın iyileştirici özelliği olduğuna inanıyorum.
Duygu ve düşüncelerimizi inandığımız güvendiğimiz bazı dostlarla paylaşmanın bizi stresten koruduğunu biliyorum.
İnsan duygularını anlatmalıdır. Anlattıkça büyük bir rahatlık hissedeceğinize inanıyorum. Çünkü saklanan ya da baskı altında tutulan tüm heyecan ve duygular midede rahatsızlıklar yaratır. Hepimizin bildiği gastrit ve ülser bu tür sebeplerle oluşuyor. İş bununla da kalmıyor…
Bel fıtığı rahatsızlığı da fazlasıyla tetikleniyor. Bunun yanında duyguların bastırılması daha kötü sonuçlara da yol açabiliyor. Mesela kansere dönüşebiliyor. Bu sebeple hatalarımız bile olsa ya da sırlarımız, içimizi kemirmeye başlamadan önce güzel kalpli olduğuna inandığımız insanlarla paylaşmalıyız. Paylaştıkça ruhumuzun hafiflediğini hissedeceksiniz.
Çünkü iletişim kurmak yani içimizde birikenleri konuşabilmek, bir bakıma terapi gibi gelebilir. Birçok insanın iletişim kuramamasından kaynaklı konuşmak istediklerini içinde saklaması belli bir zaman sonra ruhsal hastalıkların başlamasına, psikiyatrik ilaçların kullanımına sebep olmaktadır.
İnsanlar hayatta ilerlemek için bazı kararlar almak durumundadır. Hangi konuda olursa olsun bizi ileri taşıyacak olan konularla ilgili karar vermemiz bizim lehimize olacaktır.
Çünkü kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır. Bizi hasta eder. İnsanlık tarihi kararlardan oluşur. Kendimize ve hayatımıza dair kararları vermek önemlidir. Kararsız kişilerin mide ve sinir hastalıklarının yanında, cilt sorunları ve benzeri sağlık problemlerinin hayatlarını altüst etmeye devam ettiğini biliyoruz.
Birçoğumuzun olduğundan farklı yaşama istemi hatadır. Özentiler ve gerçek dışı adımlar insana kaybettiriyor.
Gerçeği saklayan, rol yapan her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren ya da mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı sırtına bindirmektedir. Hareketsiz insan ise ayağı kilden olan bronz bir heykele benzer ki hastalıklar en çok böyle durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Aldatıcı görünerek yaşamak sağlık için ciddi tehlikeleri yaratır.
Bu durumdaki insanların ömürleri boyunca ilaç bağımlısı olmaları tesadüf değildir. Bu sebeple ister lehimize, isterse aleyhimize olsun, gerçek olan bir durumu kabullenmek, yapacağımız en doğru hareket olacaktır.
Gerçekleri reddetmek insanın kendine olan saygınlığını kaybetme riskini de yaratır. Kendi kendinden uzaklaşmaya başlayan insanın yabancılaşma süreci budur. Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamanın temel kurallarından birisidir. Bunu kabul etmeyen insanlar dikkat ederseniz kıskançlık, taklit etme, aşırı rekabetçi ve yıkıcı yaklaşımlarla empati kurmaktan uzak yaşarlar.
Uyumsuz ve mutsuzdurlar. Bize gelen eleştirileri kabullenmek ve varsa eksikliklerimizi gidermeye çalışmak, bilgelik kadar kendimize bir terapi olarak algılanmalıdır.
Çözümleri düşünüp, zamanımızı verimli kullanarak bu yöndeki eksikliklerimizi giderebiliriz. Hasta olmadan, baş ağrılarına kapılmadan ve strese girmeden…
Etrafımızda yapıcı olmayan olumsuz kişiler olabilir. Bu tür insanların iletişimlerine dikkat ederseniz, çözüm bulmak yerine, kaos yaratmayı, sorunları büyütmeyi, üzülmeyi, dedikodu yapmayı ve kötümserliği tercih ederek yaşam enerjimizi azaltmaya – mutluluklarımızı kemirmeye devam ederler. Karanlığa küfür etmek yerine, mum yakmayı tercih etmek, akıllıca bir tavır olacaktır. Biz ne düşünüyorsak inanın oyuz demektir.
Bilinmelidir ki, olumsuz düşünce, her tür hastalığa dönüşen, negatif enerjiyi ürettiği için, yaşadığımız en kötü olayda bile bir pozitif nokta yakalamayı ilke haline getirebilmeliyiz.
Mutluluk kapılarını açmak için içimize bir yolculuk yapmakla başlayabiliriz. Güvenmek çok önemlidir. İnsan önce kendine güvenecek.
Çünkü güvenmeyen kişi iletişim kuramaz. Çünkü kendine açık değildir. Bu anlamda derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez. Gerçek arkadaşlıkların, dostlukların nasıl kurulabileceğini bilemez. Güven olmadan sağlıklı bir ilişki gelişemez. Çünkü, güvensizlik bireyin kendindeki inancın azlığıdır. O halde hayatı mutlu yaşamak en doğrusu… Mizah ve kahkaha, huzur ve mutluluğun kendisidir. Şarkılar, türküler, kitaplar, dostça sohbetler sağlığımıza güç verir. Daha uzun bir yaşam getirir. Mutlu kişi çevresini de pozitif enerjisiyle geliştirir. İyi yapılan ve zekanın üst yansıması olan mizah biliniz ki bize doktorları unutturur. Hastalıktan doğal olarak korur.
Anlayacağınız mutluluk demek, sağlık demektir. Yaşamın mucizevi terapisidir.